Fakültemiz Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı son sınıf öğrencileri Sanat ve Müze Eğitimi dersi kapsamında “Kendimi Anlatmanın Öteki Yolunu Keşfediyorum” başlıklı etkinlikte buluştu. Sanatsal olan alanla olmayan alanın harmanlanmasıyla zenginleştirilmiş bir sosyal bilgiler eğitimi bilişsel öğrenmelerin yanında psikomotor ve duyuşsal çıktıları da tetikler. Üstelik sanatla duygu, düşünce, öfke, saygı, sevgi gibi farklı duyguları anlatmanın yolunu keşfeden öğrencilerde yaratıcılık, özdeğerlendirme, planlama becerilerinin geliştiği ek olarak empati, eleştiri kabulü ve problem çözme noktasında kazanımlarının desteklendiği görülmektedir. Bu bağlamda, Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Çağrı Öztürk Demirbaş yürütücülüğündeki Sanat ve Müze Eğitimi dersi içinde, öğretmen adayları kendini anlatmanın öteki yolunu keşfetmiş bağlama yapım ustası Soner Şekertürk ve resim-elişi sanatlarıyla uğraşan Hacer Eraslan ile buluştular. Programa, Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Kuş ve Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyeleri Doç. Dr. Tercan Yıldırım ve Doç. Dr. Durdane Öztürk de eşlik ettiler.


Sosyal Bilgiler son sınıf öğrencimiz Büşra Eebek’in sunuculuğu üstlendiği program, Soner Şekertürk'ün kendisini tanıtmasıyla başladı. Şekertürk, “Müzik ve bağlamayla yolu nasıl kesişti, bağlama tamir ve yapım sürecine neden başladı, bağlama nasıl yapılır, maliyeti ve kişiye özel bağlama üretimi nasıl gerçekleşir, karar sesi nedir, sanat para getiriyor mu, hiç pes edip müzikten bağlamadan vazgeçti mi, bağlama ile saz kavramlarının farkı nedir, öğretmen adaylarına sanatın bir dalıyla uğraşmak noktasında tavsiyeleri neler?” gibi pek çok soruyu yanıtladı.


Kırşehir’de bağlama yapım ustası olarak atölye sahibi olan Soner Şekertürk, konuşmaya başlamadan önlüğünü takıp atölyesinde bir çırağa anlatırcasına, bağlama yapımının aşamalarını getirdiği tekne (gövde), sap ve kapak parçaları üzerinden tek tek tanıttı. Şekertürk dut, kayın, abanoz, maun, ardıç gibi ağaç türlerinin tercih edilme nedenleri ve bağlamanın hangi bölgesinde daha çok hangi ağaç türünün kullanıldığına ilişkin bilgiler de aktardı. Çevre okuryazarlığı bağlamında bir ağaç tomruğundan kaç bağlama yapılabileceği noktasında bilgiler sunan Şekertürk, öğretmen adaylarının sorduğu soruları da yanıtladı.


Daha önce Fakültemiz İlköğretim Bölümü Sekreterliği görevini de yürütmüş olan, Üniversitemiz Strateji Daire Başkanlığı personeli Şef Hacer Erarslan ise kendini tanıtarak başladığı konuşmasında, resim yapmaya kaç yaşında başladığını, neden yağlı boyayı tercih ettiğini, bir tabloyu yaparken vazgeçerse ne yaptığını, çalıştığı desenlerin farklılığını beraberinde getirdiği tabloları eşliğinde öğretmen adaylarına aktardı.


Elektronik Haberleşme Teknikerliği ve Kamu Yönetimi bölümleri mezunu Erarslan, otuz yaşına gelinceye kadar böyle bir yeteneğinin olup olmadığının farkında olmadığını, yirmi beş yaşında anne olduğunda sağlık problemleriyle dünyaya gelen bir çocuğun ebeveynliğinin idraki ve kabulünün birkaç sene sürdüğünü, “Yusuf Alp’e nasıl daha iyi bir anne olabilirim”in yollarını ararken “bu arayışla nasıl baş edeceğim” derken resim sanatının elinden tuttuğunu ifade etti. Öğretmen adaylarından Nurdan Arıboğa’nın Hacer Erarslan’a getirdiği tablolardan birini işaret ederek “Bu diğer tablolarınızdan çok farklı, duygusu sert, bu tablonuzu alımlamak için neye dikkat etmeliyim?” sorusuna Erarslan daha ağırlıklı olarak çiçek motifleri çalışmayı sevdiğini ama bazen insanın duygusunu anlatmanın yolunun soyutlamaktan geçtiğini ifade etti.




Tablolarının yanı sıra elişi konusunda örmekten ve yeni ürünler oluşturarak bunları hediye etmekten ve kendi üzerinde taşımaktan da yaşadığı mutluluğu anlatan Erarslan, öğretmen adaylarından gelen diğer soruları da yanıtladı. Geçen sene son beş yıllık süreçte Kütüphane Daire Başkanlığından kitap alımı konusunda birinci kadın personel seçilip ödüllendirildiğini belirten Hacer Erarslan, Meslek Yüksekokulunda okurken Tıp Fakültesine devam eden yurt arkadaşlarının çok derslerinin olduğunu ama kendi bölümün kolay olduğu için arkadaşları kütüphane giderken “sen de gel kitap oku” diyerek beni kütüphane ile tanıştırtırdılar dedi. "O vakte kadar okuma gibi bir alışkanlığım yoktu ama iyi arkadaş insanı geliştirendir. Arkadaşlarım sayesinde kitaplarla ve edebiyatla da tanıştım. Fena bir okur sayılmam" diyen Erarslan, kurmaca içinde bilgi veren kitaplardan hoşlandığını yeni şeyler öğrenmenin güzelliğini resim, elişi gibi edebiyatın da insanı sağaltıp geliştirdiğini ifade etti.


"Kendimi Anlatmanın Öteki Yolunu Keşfediyorum" etkinliği, misafirlerimizden Soner Şekertürk’ün Neşet Ertaş’a ait "Yalan Dünya ve Kendim Ettim Kendim Buldum" adlı parçaları bağlama eşliğinde seslendirmesiyle sona erdi. Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Kuş da her iki katılımcıya teşekkürlerini belirterek Hacer Erarslan'a hediyesini takdim etti. Bağlama yapım ve tamir ustası Soner Şekertürk' e ise katılımlarından dolayı hediyelerini Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Tercan Yıldırım takdim etti. 

Sayın Hacer Erarslan ve Sayın Soner Şekertürk’e katılımları ve deneyim paylaşımlarından dolayı teşekkür ediyoruz. Hem öğretmen adaylarımızın hem de gelecekteki öğrencilerinin kendilerini ifade etmenin öteki yollarını keşfedebilmeleri dileğiyle…